Verb2 Verb1
Past Tense Present Continious Tense Future Tense
(Geçmiş Zaman) (Şimdiki Zaman) (Gelecek
Zaman)
(-yor eki=
-ing)
Adjactives (Sıfatlar) –
Adverbs (Zarflar)
1- “Be going to”
formatı
2- “will” formatı
(-ecek, -acak) (yardımcı fiiller)
“Be going to”
kullanıyorsak gelecek zamanda kesinlikle bir “plan, program” çerçevesinde
hareket ettiğimizi gösterir. Önceden belirlenmiştir.
“will” kullanıyorsak
plan veya program söz konusu değildir. (Speaking moment) yani konuşma anında
gerçekleşmiş, ya da (guest about future) yani geleceğe ait tahmin üretmektir.
Kesinliği yoktur.
FORMÜLLER:
(+) Olumlu Cümle:
Subject + am/is/are + going to + Verb1 + object + place + time
(+) Olumlu Cümle:
Subject + will + Verb1 + object + place + time
(-) Olumsuz Cümle:
Subject + am/is/are + not + going to + Verb1 + object + place + time
(-) Olumsuz Cümle:
Subject + will not (ya da wont) + Verb1 + object + place + time
(?) Soru Cümlesi: am/is-are
+ Subject + going to + Verb1 + object + place + time
(?) Soru Cümlesi: will
+ Subject + Verb1 + object + place + time
Next: Gelecek (next
week, next month)
Later: Sonra (two days
later, three years later)
Tomorrow: Yarın
(tomorrow morning, tomorrow evening)
Tonight: Bu Gece
Yarın Londra’ya
gideceğim, otelde yerimi ayırttım.
I am going to fly
London tomorrow, I have reserved (Verb3) at the hotel.
Onu partiye davet
edeceğim, çünkü o benim en iyi arkadaşım.
I am going to invite
him to the party, because he is my best friend.
Bu gece benimle gelecek
misin?
Will you cam with me tonight?
Yağmur yağacak, çünkü
hava çok bulutlu.
It is going to rain,
because it is very cloudy weather.
A: Kitabımı düşürdüm.
B: Onu senin için
kaldıracağım.
A: I have dropped my
book.
B: I will pick it up
for you.
Gelecek hafta sonu ne
yapacaksın? Nerede olacaksın?
What will you do next
weekend? Where will you be?
Annem söz verdi. Benim
için lezzetli yemekler pişirecek.
My mother has promised
(Verb3). She is going to cook delicious foor for me.
O ne zaman Peter ile
evlenecek.
When will she marry
Peter?
Ehliyet sınavımı
geçeceğim, çünkü sınavım oldukça iyiydi.
I am going to pass my
driving test, because my test has been (Verb3) quite (oldukça) good.
Adjactives (Sıfatlar) Adverbs (Zarflar)
Adjactive (sıfat) –
noun (isim) Verb (fiil) – Adverb
(Zarf)
Beautiful (sıfat) –
girl (isim) run (fiil) – fast
(zarf)
Alkol kötü bir
alışkanlıktır.
Alcohol is a bad habit.
O kötü şarkı söyler.
He sings (verb) badly
(zarf).
Her zaman İngilizce
dersimi dikkatli dinlerim.
I listen (verb) to my
English lesson carrefully (adverb) everytime.
Babam dikkatli bir
insan.
My father is a careful
(sıfat) person (isim).
(Eğer cümle fiil alırsa
sıfat yalın halde olur.)
O iyi bir işçi.
He is a good (sıfat)
worker (isim).
O iyi çalışır.
He Works (fiil) well
(zarf).
I am a slow (sıfat) runner
(isim). I run (fiil) slowly (sıfat).
She drives (fiil) fast
(zarf). She is a fast (sıfat) driver (isim).
Yorum Gönder